Tiryaki Chatine Hosgeldiniz....
Einloggen
Suche
Mini- Chat
200
Freunde der Webseite
  • Webseite erstellen
  • Dein Online Desktop
  • Kostenlose Online Spiele
  • Video Tutorials
  • uCoz Fan Page
  • Statistik

    Su An Online: 1
    Misafir: 1
    Kayitli kullanici: 0
    Sali, 30.04.2024, 03:43:25
    Willkommen Gast
    Hauptseite | Registrierung | Login
    FAQ
    Hauptseite » FAQ [ Frage hinzufügen ]




    Soru:
    Nasıl iyi bir anne baba olunur?Yani bazı çocuklar ailelerinin katı tutumu yüzünden asi olurken,bazı anne babalar ise gevşeklikleri yüzünden çocuklarını kaybediyor edepsiz olmalarına sebebiyet veriyorlar,bazıları da çocuklarını sürekli takip ediyorlar,onlara tam olarak güvenmek mi lazım yoksa doğrusu gözlerin sürekli üzerinde olması midir?Bunun ortası nedir?

    Cevap;çocuklarımız bize emanet biz onların sahibi değil,emanetçisiyiz. Ahlakını güzel bir şekilde geliştirmek,iyi eğitmek için disiplinli davranmak,tabiri caizse ipin ucunu sıkıca tutmak ama çocuğa hareket alanı bırakarak, bizim her daim onların arkasında olduğumuz güvenini vererek hareket etmeliyiz.

    Inatlaşmaya gitmeden saygınlığı korumalı–Anne- babanın çocuk üzerinde ısrarlı olduğu;olmassa olmaz konular olmalı, gereksiz konularda inatlaşmaya girip saygınlığı yitirmemeli. Örneğin yemek yemesi, (aynı standartlarda olan bizim beğendiğimiz) kıyafeti giymesi ya da seçmesi gibi…Detay konularda mümkün olduğunca anlayışlı olup, ahlak ve eğitimine ait konularda kararlı ve istikrarlı olmalı. Tabi bunu yaparken yöntemimiz yumuşak ve sevecen olmalı. Öncelikle her zaman övme, yüreklendirme, ödül yöntemi kullanılmalı.Eğer bu yöntem hiç etkili olmuyorsa,o zaman bazı sevdiği şeylerden mahrum ederek yerleşmesi gereken davranışı yerleştirmeliyiz.

    Her çocuk ayrı bir kainattır-Fazlaca sertlikte güç eksikliğidir, fazlaca yumuşaklık gibi. Esas marifet çocuğun karakterini,iç dünyasını keşfedip ona uygun yöntemi uygulamaktadır. Mesela içe dönük hassas bir çocuğumuza hafif cezalı davranmak daha etkilidir. Ya da ona insanların önünde düşüceği durumu hatırlatmak onun için ne kadar rencide olabileceğini hissettirmek daha etkili olabilir. Dışa dönük bir çocuğa ise bu tarz şeyer çok etkili olmayıp onun heyecanını arttıracak ödüller vadetmek daha caydırıcı olur.Yani her çocuk ayrı bir kainattır ve ayrı bir sistem ister.

    Bir de beklentilerimiz çocuğun yaş, cinsiyet ve gelişim özelliklerine uygun olmalıdır. Örneğin küçük bir çocuğun kırılacak eşyaların bulunduğu bir ortamda,onlara dokunmadan oynamayı öğrenmesi fazla bir beklentidir. Her çocuğun bir oyun ortamına ihtiyacı vardır. Hiperaktif çocuğa sahip bir annenin gittiği misafirlikte çocuğunun en fazla bir saat uslu durabileceğini bilmesi gerekir. Yoksa sonuçlar her iki taraf için de zorlayıcı olacaktir.

    Sevgisiz disiplin olmaz-Sevgiyi alan çocuk disiplin kurallarına daha iyi uyum sağlar. Çocuğumuzla kaliteli bir iletişim içinde olup vakit ayırmak çocuğumuzun en çok anlayacağı sevgi belirtme yöntemleridir. Okul öncesi ve ilkokul dönemindeki çocukla oyun oynayarak, ergen yaştaki çocuğumuzla arkadaşça vakit geçirerek sevgimizi göstermeliyiz. Disiplinin geçerli olması için sevginin iyi hissettirilmesi gerekir. Sevgiyi hssettirmeden verilen disiplin kuralları sadece otoriteden öteye geçmez.

    Kıyamamak adına vermemiz gereken eğitimi verememek de fazlaca yumuşaklığa girer.Sevgi ve disiplini dengeli bir şekilde alan çocuk kendi içinde barışık ve dengeli olur.

    Her cocukta disiplin beklentisi vardır-Disiplin eksikliği çeken çocuk güç ihtiyacı içindedir ve "bakalım bana ne zaman hayır denecek” diye sınırları zorlamaya çalışır. Hayır anlamındaki tepkiyi gördüğünde rahatlar.”Annem babam beni takip ediyor yönetiyor, güçlü bir anne babaya sahibim” diye hisseder. Sınırsızlık içerisinde olmak yerine,belli sınırlar dahilinde olduğunu bilmek,her çocuk ve her kişi için ihtiyaçtır. Bu sebeptendir ki yetişkinler için de din kuralları ve yaratıcı otoritesi ihtiyaçtır.

    Psik.Tuba Erdönmez Yıldırım  

    dan alinti bence iyi bir yorum Tüm Anne ve Babalara  ve anne ve baba adaylarina ....






    Saate bakmaksızın kapısını çalabileceği bir dostu olmalı insanın...
         "Nereden çıktın bu vakitte" dememeli, bir gece yarısı telaşla yataktan fırladığında;
         "Gözünün dilini" bilmeli; dinlemeli sormadan, söylemeden anlamalı...
         Arka bahçede varlığını sezdirmeden, mütemadiyen dikilen vefalı bir ağaç gibi köklenmeli hayatında; sen, her daim onun orada durduğunu hissetmelisin. ihtiyaç duyduğunda gidip müşfik gövdesine yaslanabilmeli, kovuklarına saklanabilmelisin.
         Kucaklamalı seni güvenli kolları,
         ...dalları bitkin başına omuz, yaprakları kanayan ruhuna merhem olmalı...
         En mahrem sırlarını verebilmeli, en derin yaralarını açıp gösterebilmelisin; gölgesinde serinlemelisin sorgusuz sualsiz...
         Onca dalkavuk arasında bir tek o, sözünü eğip bükmeden söylemeli, yanlış anlaşılmayacağını bilmeli.
         Alkışlandığında değil sadece, asıl yuhalandığında yanında durup koluna girebilmeli.
         Övmeli alem içinde, baş başayken sövmeli ve sen öyle güvenmelisin ki ona, övdüğünde de sövdüğünde de bunun iyilikten olduğunu bilmelisin, "hak ettim" diyebilmelisin.
         Teklifsiz kefili olmalı hatalarının; günahlarının yegane şahidi...
         Seni senden iyi bilen, sana senden çok güvenen bir sırdaş...
         Gözbebekleri bulutlandığında yaklaşan fırtınayı sezebilmelisin.
         Ve sen ağladığında, onun gözünden gelmeli yaş...
                                              Yazan..   Can Dündar

    Arkadasin yüregine saglik okudum paylasmak istedim
    Kaan

    İyi Bir Evlilik Nasıl Olmalı ?


    İlk olarak şunu belirtmek gereklidir evlilik kurumu dünyadaki en değerli ve önemli kurumlardan birisidir çünkü ailenin temeli bu müessese ile atılır milletin ve devletin temeli,özü burada oluşturulur.

    Ve hayatta alınması gereken eğitimin en önemli ve değerli kısmı da bu müessesede alınmaktadır.Ve ayrıca insanın hayatının önemli bir kısmını ve zamanını da oluşturmaktadır iş hayatıyla birlikte.İnsanın evinde,evliliğinde ve işinde mutlu olması hayatında da mutlu olmasına ,mutlu olmaması da hayatında da mutlu olmamasına sebep olmaktadır.

    Oluşan evlilikle ve bu kurulan ailenin verdiği eğitimle o ailenin çocukları ve bu ülkenin geleceği olan gençleri şekillendirilmiş olur.Aile müessesi eğitimde okuldan daha önemli bir yer teşkil etmektedir çünkü bilişsel gelişimciler olsun,bilim adamları olsun hayatın ilk 6 senesinin insanın hayatının ve zihinsel gelişiminin ve ahlak gelişiminin de özünü oluşturduğunu ifade ettiklerine göre bu kurumun önemi daha iyi anlaşılır.

    Peki iyi ve güzel bir evlilik nasıl olmalı?
    İşte bahsetmek istediğim asıl konu burda başlıyor.

    İlk olarak iyi bir evlilik zorunlu olarak yapılmış olmamalı yani birilerinin dayatması ile yada maddi çıkarlar ve menfaaat sağlamak amacıyla yada mantık evliliği denilen çürük temellere dayalı olmamalıdır.Bunu yerine karşılıklı sevgi,karşılıklı saygı ve hoşgörü temeline dayanmalıdır çünkü böylece ouşturulan müessenin temelleri en sağlam bir şekilde kurulmuş olacaktır.

    Daha sonra evlendiğimiz kişiyi evlendiğimiz şekilde kabullenmeli ve onu kabul ettiğimiz şeklin dışında zorlayarak başka bir insan olmasına çaba göstermemeliyiz ha bu demek değildir ki;hatalarını düzeltmesine yardım etmemek değil ya da daha iyi bir insan olmasına çabalamamak değil,ona istemediği şeyleri yapması,giymesi,yemesi vs. gibi konularda bir baskı uygulamaktır madem ki onun o haliyle kabul edip,evlendin niye daha sonrasında onu kendi istediğin gibi sanki oyuncakmışcasına şekil vermeye kalkıyorsun ki?

    Üçüncü olarak;aileyi oluşturan eşlerin birbirlerinin oluşturduğu bir dil ve iletişim yolu oluşturmalı ve eşler sadece birbirlerine şifrelerini söylemeli yani birbirlerinin gönüllerinin,mahremlerinin kilitlerinin,anahtarlarını vermeli ve başkalarına birbirlerine yakın oldukları kadar yakın olmamalı ve aralarına kendi aileleri dahi olsa hiç kimsenin hayatlarına müdahale etmesine ve mutluluklarını bozmasına izin vermemelidirler.

    Dördüncü olarak ;hiçbir şekilde kimseye aile içi veya dışı sırlarını vermemeli ve birbirlerinden hiçbir şeyi gizlemeliler ve herşeyi paylaşarak hayata karşı ve onun sıkıntılarına karşı beraberce ve omuz omuza mücadele edebilmelisiniz böylece...

    Beşinci olarak;ikinizde işten gelince ya da biriniz artık duruma göre ;o günkü yaşadıklarını paylaşmalı ve birbirinizi dinlemeli ve empati kurarak birbirnizi anlayış ve sabırla dinlemeli (sanki birbirinize terapi yapıyormuşçasına) ve hergün birlikte en azından 30-45 dakika birbirnizle konuşarak ve dertleşerek ve güç alarak beraber bu yüyüşü yapmanız evliliğinizi güçlendirecek ve birbirnize olan sevginizin artmasına da sebep olacaktır.

    Altıncı olarak ;bir karar vereceğinizde ne erkeğin ne de kadının dediği olmamalı ikiniz de kararınızı beraberce tartışmalı ve artı ve eksilerini yazarak iki teklifin hangisi makul ise onu uygulamaya geçirmelidir.Eğer gerekirse güvenilir insanlardan da öneri alınabilnir tabii...

    Yedinci olarak;evliliğin fiziksel fonksiyonlarını unutmamalı ve bu konuda karşılıklı anlayış ve hoşgörüyle davranmalı ve bu konularda da çok hassas davranılmalıdır.Ayrıca fiziksel yönden kişisel ve mekansal temizliğe de önem verilmelidir.(Cinsel hayat vs.)

    Unutulmamalıdır evlilik iki kişiyle oynanan bir oyundur ama çok önemli ve risk taşıyan bir oyundur. Ya insanın hayatını cennet haline getirir ya da cehennem.Onun için aradığınız kişiyi doğru bulduğunuza emin olmalı ve aceleci olmamalısınız bu konuda yoksa sağlam bir evlilik kuramayabilirsiniz bu da hayatınızın yıkımına neden olabilir.

    Hayırlı bir evlilik temennisiyle hepinize...


    Saygılarımla
    M.Z.A (23.3.2008)

    Arkadasimizin yüregine emegine tsk

    Kaan

    Tarih kaynaklarının ortaya koyduğuna göre en eski uluslar içinde Türkler ön sırada gelmektedir. Milattan önce beşinci ve dördüncü yüzyılda ilk Türk boylarının ortaya çıkması ve ilk Türk devletlerinin kurulması Türklerin iki bin beş yüz yıldan bu yana tarih sahnesinde var olan bir ulus olduğunu doğrulamaktadır. Tarihin ilk çağlarından yirminci yüzyılın son yarısına kadar Türkler birçok devlet kurmuştur. İlk kurulan Türk devleti milattan önce 4. yüzyılda ortaya çıkan Saka-İskit İmparatorluğu'dur. Son kurulan Türk devleti ise Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'dir. İki bin dört yüz yıl ara ile kurulan bu devletlerin arasında kalan sürede Türkler birçok devlet kurmuş ve yönetmişlerdir. Bu devletler bazen birbirinin arkasından gelmiş, bazen de beraber yaşamışlardır. Türklerin kurduğu devletlerin çoğunluğu sağlam sosyal ve siyasal kurumlara dayanmış olmalarına rağmen, bazılarının kısa ömürlü oluşları, çeşitli açılardan üzerinde önemle durulması gereken bir konudur. Bu genel sorunun çözümünü Türk ulusunun ana karakterinde, özelliklerinde ve doğaldır ki kurduğu devletlerin temel felsefelerinde, yönetim sistemlerinde aramak gerekmektedir. Türklerin yirmi beş yüzyıllık tarihleri bu açılardan incelenmedikçe ve bilimsel veriler en son bulgularla irdelenmedikçe kesin sonuçlara varabilmek son derece zordur.

    Tarihin her döneminde bir devlet kuran Türkler, yirminci yüzyılda Cumhuriyet rejimine kavuşmuşlardır. Türk tarihi incelendiği zaman kurulan tüm devletlerin genellikle soy, aile ve hanedan temeline dayandığı görülmekte ve bu hanedanların yıkılmasıyla, ailelerin ortadan kaldırılmasıyla devletler de yok olup gitmektedir. En son imparatorluk olan Osmanlı İmparatorluğu bile bir hanedana dayanmakta ve içinde çeşitli ulusları barındırmaktaydı. Osmanlı soyu, İmparatorluğun temel öğesi olarak devletin çatısını oluşturuyordu. Nitekim Osmanlı Hanedanı'nın çöküşü ile beraber İmparatorluk da tarihin derinliklerine gömülmüştür. Türk devletlerinin çok sayıda oluşunun en büyük nedeni, hepsinin soylara ve hanedanlara dayanması ve hiçbirinin ulusal bir devlet olmayışıdır. Aynı ülke veya toplum üzerinde egemenlik sağlayan bir başka sülale hemen baştaki soyu aşağı indirmekte ve kendi egemenliğini ilan ederek kendi adı ile anılan yeni bir devlet kurmaktaydı. Belirli bölgelerde etkin olan aileler bazen merkezden kopmakta ve kendi bölgelerinde yeni bir devlet oluşturmaktaydılar. Türkler eski dönemlerde kendi ulusal devletlerini kurabilseydiler, Türk devletlerinin sayısı bu kadar çok olmazdı.

    Tarihte Türklerin kaynağına inildiği zaman, dört bin yıl öncesinin Orta Asya'sına kadar gitmek gerekir. Elde edilen bulgulara göre, Türkler beyaz ve brakisefal, yani geniş kafa yapısına sahip olan bir ırktır. Arkeologların "andronova insanı" dedikleri bu tipin kalıntılarına Orta Asya'da rastlanılmaktadır. Bu ırk, çevresindeki ülkelerde yaşayan dolikesefal, yani uzun kafalı ırklardan kesin çizgilerle ayrılmaktaydı. Sözü edilen proto-Türkler, Tanrı Dağları ile Altay Dağları arasındaki geniş ülkede, bugünkü Çungarya'da yani Doğu Türkistan'ın kuzey kesimlerinde yaşıyorlardı. Bölgenin konumu nedeniyle proto-Türkler ülkelerinin dört bir yanına doğru genişleme eğilimleri göstermekteydiler.Kaynakwh webhatti.com: TÜrk Adinin Anlami Ve KÖkenİ

    Bu ırk, avcı ve savaşçı bir kavimdi. En kutsal hayvan olarak kartalı kabul ederlerdi. Dağlık bölgelerde yaşayan kavimlerde görülen kartal hayranlığı proto-Türklerde de bulunmaktaydı. Bakırı işlemesini öğrenmişler ve bıçak benzeri aletlerin yapımında kullanmışlardı. Proto-Türk kültürünü temsil ettiği benimsenen Anav'da, bugünkü Türkmenistan'ın başkenti Aşkabad çevresinde ilk kültür tabakasına yaklaşık olarak altı bin yıllık bir geçmiş biçilmiştir. Anav kültürünün dördüncü katı ise milat yıllarına rastlamaktadır. Tarihçiler genel olarak Orta Asya kavimlerinin kültürlerini Anav uygarlığı tabakalarına göre tarihlendirmeye ve bu tabakalarla karşılaştırmaya çalışırlar. Milattan önce iki binlerde Altay'larda uygarlık iyice canlanmakta, çeşitlenmekte ve giderek zenginleşmektedir. Bakırın yanında tunç ve altın işlenmekte, bıçakların yanı sıra yüzük ve bilezik gibi süs eşyası yapılmaktadır. Bu dönemde dünyanın altın merkezi Altaylar görünmekte ve bu endüstriyi proto-Türkler yürütmektedir. Bu kavim sonraki yıllarda Sibirya Ovası'nın güneyine doğru taşmıştır. Milattan önce iki bin yılları kalıntıları Güney Sibirya bölgesinde bulunmuştur. Proto-Türkler göçebe bir kavim olduklarından yerleşik yaşam biçimini ender zamanlarda göstermektedirler.

    Proto-Türk sanatında asıl öğe hayvan motifleridir. Bu motifler çok incelikli yöntemlerle işleniyor ve hemen her eşyada kullanılıyordu. Hayvan üslubu göçlerle beraber Kuzey Karadeniz bölgelerine doğru yaygınlık kazanıyordu. Proto-Türkler giderek askeri ve siyasal güç kazanıyor, Moğollar ve Mançular gibi çevrelerinde yaşamakta olan kavimleri egemenlikleri altına alıyorlardı. M.Ö. 1700'lere doğru Çin tarih kaynakları proto-Türkler'den söz etmeye başlarlar. Bunun da nedeni proto-Türk kavimlerinin Çin bölgesini tehdit eder bir duruma gelmeleridir. Türklerin tarih öncesi çağları M.Ö.200'lere kadar uzanmaktadır. Bu yıllarda ortaya Teoman veya Tuman Yabgu adlı bir hükümdar çıkarak çevredeki Türk boylarını bir araya toplar. Tarihte Büyük Türk Hakanlığı denilen büyük ve sürekli Orta Asya İmparatorluğu böylece tarih sahnesine çıkar. Sonraları Oğuz Han denen Mete bu ilk Türk hükümdarı Teoman Yabgu'nun oğludur. Oğuz Han, ilk Türk İmparatorluğu'nun sınırlarını sonraları Pasifik' ten Hazar Denizi'ne, Sibirya buzullarından Çin ve Kuzey Hindistan'a kadar genişletir, Asya Kıtası'nın yarısından fazlasını egemenliği altına alır. Türklerin bu ilk imparatorluğu başındaki hanedanın adı nedeniyle "Kun" veya "Hun" adıyla anılmaktadır. Başlangıçlarda Türk adı Türkçe konuşan kavimlerden birisinin adı idi. Sonradan bütün Türkçe konuşanlara Türk adı verilmiştir. Sözcüğün anlamı "güçlü" demektir ve ilk başlarda "Türük" olarak söylenmekteydi. Bu sözcük ilk kez M.Ö.1400'lerde Çin belgelerinde geçmektedir. Gene Çin tarihinden öğrenildiğine göre Türkler M.Ö. 700'lerde Çin topraklarını ele geçirmeye başlamışlardır.Kaynakwh webhatti.com: TÜrk Adinin Anlami Ve KÖkenİ

    Türk tarihinin karanlık dönemlerine ait bulunan izler bazı Türk destanlarına yansımıştır. Ergenekon destanında Türklerin düşmanlarınca küçük bir alana sıkıştırıldıktan sonra çoğalmaları, demir madenini eriterek, dışarı çıkmaları ve dünyaya açılmaları konusu Türk tarihi açısından çok önemlidir. Türklerin birçok kavmi egemenlikleri altına alarak büyük imparatorluklar kurmaları en eski çağlarda bile yabancı ulusların dikkatini çekmiş ve tarih belgelerine geçmiştir. Türk tarihi açısından birinci derece kaynak olan Çin belgeleri Türklerin cihangirlik özelliğini açıklamada gerçekçi davranmış ve bunu günümüze yansıtmıştır. Çinlilere göre Türkleri yabancı kavimlere egemen kılan, onların iyi ata binmeleri yani süvarilik karakterleridir. Atlı Türk ordusu o çağların en ileri ve gelişmiş öğesi olarak en geniş ülkeleri ele geçirebilmiştir. Ayrıca Türklerin demir, bakır ve altın gibi madenlere sahip olmaları ve bunları en ileri biçimlerde işleyebilmeleri de onlara üstünlük kazandırmıştır. Atı ve madenleri iyi kullanabilen Türkler, cihangirlik karakterleriyle de kısa zamanda tüm Asya'ya yayılmışlardır. Bu yayılmalar daha sonraki dönemlerde birçok Türk devletini tarih sahnesine getiren en önemli öğe olmuştur.

    Arkadasimizin yüregine emegine tsk

    Kaan


    \
    hindistanlı bir tasarımcının bir havaalanı için yaptığı çalışma. mükemmel.
    Spacer

    Yabancilar Yasasi Almanya
    1. Bölüm
    Genel Hükümler

    Madde 1

    Yabancilarin F.Almanya'ya Gelisleri ve Ikametleri
    1 ) Yabancilar, diger kanunlarla degisik bir düzenleme getirilmemis olmasi kaydiyla,
    bu kanun uyarinca Berlin Eyaleti de dahil olmak üzere, F.Almanya'ya gelebilir ve
    burada ikamet edebilirler.
    2) Anayasanin 116. maddesinin 1. fikrasina göre Alman olmayan herkes yabancidir.

    Madde 2

    Uygulama Alani
    1) Bu kanun hükümleri,
    1-Mahkeme Teskilat Kanunu'nun 18-20. maddeleri geregi, F.Almanya'nin yargi yetkisi
    disinda kalan yabancilara,

    2-Diplomatik ve konsolosluk iliskileri ile uluslararasi kurum ve kuruluslarin faaliyetlerini
    düzenleyen devletler hukuku sözlesmeleri çerçevesinde, göç kisitlamalarindan, bildirim
    yükümlülügünden ve ikamet izni alma zorunlulugundan muaf olmalari halinde ve
    karsiliklilik esasinin mevcudiyeti durumunda muafiyetlerin bu esasa bagli kilinabilmesi
    kaydiyla uygulanmaz.
    Bu kanun, Avrupa Toplulugu hukukuna göre serbest dolasim hakkindan yararlanan
    yabancilara, sadece, Topluluk Hukuku ve Topluluk Ikamet Kanunu'nun aykiri hükümler
    ihtiva etmemesi hallerinde uygulanir.

    Madde 3

    Ikamet Izni Alma Zorunlulugu
    1) Yabancilarin F.Almanya'ya gelisleri ve burada ikamet etmeleri, ikamet izni almalarina baglidir.
    Federal Içisleri Bakanligi, yabancilarin ikametlerini kolaylastirmak amaciyla,
    Eyalet Temsilciler Meclisi'nin onaylayacagi kanun hükmünde kararname ile
    ikamet izni alma zorunlulugundan muafiyetleri belirler.
    2) F.Almanya bandirali gemilerde çalisan yabancilar da ikamet izni almak zorundadirlar.
    3) Ikamet izninin, F.Almanya'ya giristen önce vize seklinde alinmasi gerekir.
    F.Içisleri Bakanligi Eyalet Temsilciler Meclisi'nin onaylayacagi kanun hükmünde kararname ile
    bu iznin ülkeye giristen önce veya giristen sonra yabancilar dairesinden alinabilecegini belirleyebilir.
    4) 1. fikranin 2. cümlesi ile 3. fikranin 2. cümlesinde ifade edilen kararnameler,
    devletlerarasi bir anlasmanin gerekli kilmasi halinde,
    Eyalet Temsilciler Meclisi'nin onayi alinmadan çikartilabilir.
    Bu kararnameler, yürürlüge girdikleri tarihten itibaren en geç üc ay sonra yürürlükten kalkar.
    5) Ikamet izninden muaf tutulan bir yabancinin ikameti, süre ve yer itibariyle sinirlandirilabilecegi gibi,
     sart ve kayitlara da baglanabilir.

    Madde 4

    Pasaport Yükümlülügü
    1) Almanya'ya gelmek veya burada ikamet etmek isteyen yabancilar,
    geçerli bir pasaporta sahip olmak zorundadirlar.
    2) F. Içisleri Bakanligi, Eyalet Temsilciler Meclisi'nin onaylayacagi kanun hükmünde kararname ile,
    geri kabul edilmeleri garanti edilmis olan yabancilari pasaport yükümlülügünden muaf tutabilir.
    Pasaport yerine geçecek diger resmi kimlikleri tanzim edebilir veya bunlara izin verebilir.

    2. Bölüm

    Ikamet Izninin Verilmesi ve Uzatilmasi
    1) Ikamet Izni
    Madde 5
    Ikamet Izninin Çesitleri
    Ikamet Izni
    1- Oturma Izni -Madde 15, 17
    2- Oturma Hakki -Madde 27
    3- Sinirli Oturma lzni -Madde 28, 29
    4- Istisnai Oturma Izni -Madde 30
    seklinde verilir.

    Madde 6


    Ikamet Izni Talep Hakki

    1) Ikamet izni, talep hakki bulunan yabancilara basvurulari üzerine verilir.
    Ikamet izni, sadece, 10. maddenin 2. fikrasinda yer alan hükümler uyarinca talep hakkinin bulunmamasi
    veya reddin yasal bir düzenlemeyle açik olarak belirlenmis olmasi halinde reddedilebilir.
    2) Ikamet izninin verilmesine veya uzatilmasina iliskin talep hakkinin,
    yabancinin F.Almanya'da geçen yasal ikamet süresine veya mevcut ikamet iznine bagli kilinmasi halinde,
    cezaevinde geçirilen süreler dikkate alinmaz.
    Madde 7

    Diger Durumlarda Ikamet Izninin Verilmesi

    1) Ikamet izninin verilmesine dair yasal talep hakkinin bulunmamasi halinde,
    F.Almanya'ya gelmek veya burada ikamet etmek isteyen yabancilara,
    yazili basvurulari üzerine ikamet izni verilebilir.
    2) Ikamet izni,
    1- Sinirdisi edilmeyi gerektirecek bir nedenin mevcut olmasi,
    2- Yabancinin; geçimini, hastalik sigortasini da yeterli ölçüde kapsayacak sekilde, kendi
    kazanci, serveti veya sahsi diger gelirleri, aile fertlerinden veya bir üçüncü sahistan
    saglanan nafaka ödemeleri, burslar, meslek degistirme veya mesleki egitim yardimlari,
    issizlik parasi veya prim kesintisine dayanan sair kamu yardimlariyla saglayamamasi veya
    3- Yabancinin ikametinin, bir diger nedenden ötürü F.Almanya'nin çikarlarina halel getirmesi
    veya tehlikeye düsürmesi hallerinde kaideten reddedilir.
    3) Yabancinin ülkeyi terk etmesinin garanti edilmis olmasi ve transit geçisin
    F.Almanya'nin çikarlarina halel getirmemesi sartiyla,
    yabanciya transit geçis vizesinin verilmesinde 2. fikra hükmü engel teskil etmez.

    Madde 8


    Özel Red Sebepleri

    1) Ikamet izni, bu kanuna göre yasal talep hakki sartlarinin mevcudiyetinde de yabancinin
    1- Gerekli olan vizeyi almadan F.Almanya'ya girmesi,
    2- Yabancilar dairesinin gerekli muvafakati olmadan vize talep dilekçesindeki beyanlarina
    istinaden verilmis olan bir vize ile ülkeye girmesi,
    3- Pasaportunun bulunmamasi,
    4- Kimliginin veya tabiyetinin açikliga kavusturulamamis olmasi ve bir baska devlete
    geri dönüs hakkinin bulunmamasi hallerinde reddedilir.
    Sinirdisi edilen veya sinir disina sürülen bir yabanci, yeniden F.Almanya'ya gelemez ve burada ikamet edemez;
    kendisine, bu kanuna göre yasal talep hakki sartlarinin mevcut olmasi halinde de, ikamet izni verilmez.
    Sinirdisi edilme ve sinirdisina sürülmenin bu sonuçlari yazili basvuru üzerine kaideten süreye baglanir
    ve bu süre yabancinin ülkeden ayrildigi tarihten itibaren baslar.

    Madde 9


    Red Gerekçelerine Iliskin Istisnalar ve Muafiyetler

    1) Asagida belirtilen durumlarda ikamet izni,

    1- Bu kanuna göre ikamet izni verilmesi icin yasal talep hakki sartlarinin tam olarak yerine gelmis olmasi
    ve yabancinin,
    ikametinin amaci veya süresi bakimindan vize almakla yükümlü bulunmasi hallerinde,
    8. maddenin 1. fikrasinin 1. bendinden,

    2- Bu kanuna göre ikamet izni verilmesi için yasal talep hakki sartlarinin tam olarak
    yerine gelmis olmasi halinde 8. maddenin 1. fikrasinin 2. bendinden,

    3- Gerekçeli münferit vakalarda, özellikle bu kanuna göre ikamet izni verilmesi için
    yasal talep hakki sartlarinin mevcudiyetinde,
    yabancinin yasal olarak F.Almanya'da ikamet etmesi ve makul yollarla bir pasaport alamamasi
    veya bir baska devlete geri dönüs hakkini elde edememesi hallerinde,
    8. maddenin 1. fikrasinin 3. ve 4. bentlerinden farkli olarak verilebilir.

    2) F.Içisleri Bakanligi veya onun belirleyecegi makam, gerekçeli münferit vakalarda
    yabancinin ülkeye girisinden önce sinirdan geçisine ve alti aya kadar müteakip ikametine
    8. maddenin 1. fikrasinin 3. ve 4. bendlerinden farkli olarak istisnaen izin verebilir.
    3) Sinirdisi edilmis veya sinirdisina sürülmüs olan bir yabanci; 
    kendisinin F.Almanya‘da bulunmasini gerektiren zorlayici nedenlerin mevcut olmasi
    veya talebinin reddedilmesinin agir magduriyetine yol açabilecek olmasi hallerinde,
     8. maddenin 2. fikrasinin 2. bendi uyarinca tespit edilen sürenin dolmasindan önce,
     kisa bir süre için istisnaen ülkeye girebilir.
    4) F.Içisleri Bakanligi devletler hukukundan dogan yükümlülükleri yerine getirmek üzere,
    Eyalet Temsilciler Meclisi'nin onaylayacagi bir kanun hükmünde kararname ile ,
    7. maddenin 2.fikrasi ile 8. maddenin 2. fikrasindan farkli olarak
    geçici ikametlerini kolaylastirmak amaciyla yabancilarin ülkeye girmelerine ve
    en fazla üç ay ikamet etmelerine izin verebilir.

    Madde 10

    Çalisma Amacina Yönelik Ikamet Izni


    1) Bir isverene bagimli olarak calismak amaciyla F.Almanya'da üç aydan fazla kalmak isteyen yabancilara,
     münhasiran 2. fikra hükümlerine göre düzenlenecek bir tüzük çerçevesinde ikamet izni verilir.

    2) F. Içisleri Bakanligi Eyalet Temsilciler Meclisi'nin onaylayacagi bir tüzükle,
    F.Almanya'nin çikarlarini korumak ve onun üstlendigi yükümlülükleri yerine getirmek amaciyla,
     bir isverene bagimli olarak çalismak üzere verilen ikamet iznini sartlara baglayabilir ve sinirlandirabilir.
     Bu kanun hükmünde kararname, belirli meslekler, is kollari ve belirli yabanci gruplar için
    kisitlamalar öngörebilir;
     ikamet izninin türü ve geçerlilik süresini belirleyebilir; süresiz ikamet izninin verilmesini kisitlayabilir
    veya buna hiç imkan tanimayabilir.

    3) Bu kanun hükmünde kararname, Federal Parlamentonun talepte bulunmasi halinde yürürlükten kaldirilir.

    Madde 11
    ltica Talebinde Bulunmasi Durumunda Ikamet Izni

    1) Iltica talebinde bulunan bir yabanciya, iltica isleminin hukuki sonucunu beklemeden ikamet izni verilmesi,
    yasal talep hakki haricinde, yalnizca F.Almanya'nin önemli çikarlarinin gerekli kilmasi halinde
    ve münhasiran en yüksek eyalet makaminin onayi ile mümkündür.

    2) Yabancinin ülkeye girisinden sonra yabancilar dairesi tarafindan verilmis veya uzatilmis olan ikamet izni,
    yabancinin iltica talebinde bulunmus olmasi dikkate alinmaksizin, bu kanun hükümleri uyarinca uzatilabilir.

    Madde 12

    Geçerlilik Alani ve Süresi


    1) Ikamet izni, F.Almanya için (1. madde 1. fikra) verilir ve yer itibariyle sonradan da sinirlandirilabilir.

    2) Ikamet izni, süreli veya kanunen tayin edilmis ise süresiz olarak verilir.
    Süreli ikamet izni, bu iznin verilmesi,
    uzatilmasi veya süresinin tespiti ile ilgili önemli bir sartin ortadan kalkmasi halinde,
    sonradan süre bakimindan sinirlandirilabilir.

    Madde 13

    Ikamet Izninin Uzatilmasi


    1) Ikamet izninin verilmesi ile ilgili yasal düzenlemeler, bu iznin uzatilmasinda da aynen uygulanir.

    2) Yabancilar dairesinin gerekli muvafakati olmadan yabancinin vize talep dilekçesindeki
    beyanlarina istinaden verilen bir vize,
    bu yasaya göre uzatilmasi için yasal talep hakki sartlarinin mevcut olmasi halinde de,
    alti aydan daha uzun bir süre uzatilamaz.
    Ikamet izninin bu sekilde uzatilmasinda 9. maddenin1. fikrasi 2. bendi uygulanir.

    Madde 14

    Sartlar ve Kayitlar


    1) Ikamet izninin verilmesi ve uzatilmasi sartlara baglanabilir. Ikamet izni özellikle bir üçüncü sahsin,
    ülkeden çikis için gerekli masraflari veya yabancinin, öngörülen ikamet müddetini asmamak kaydiyla
    belirli bir süredeki geçim masraflarini tamamen veya kismen karsilamaya hazir oldugunu taahhüt etmesi sartina
    bagli kilinabilir.
    Ikamet izni sonradan da kayitlara baglanabilir. Özellikle ise girme bakimindan yasaklamalar
    veya kisitlamalar getirilebilir.
    Yabancinin, ikamet iznine sahip oldugu sürece, bagimli olarak çalismasinin,
    çalisma müsaadesine ters düsecek sekilde kisitlanmasi veya yasaklanmasi mümkün degildir.
    Kayitlar, ikamet izni verilmeden önce de konulabilir.

    2) Oturma Izni ve Oturma Hakki

    Madde 15

    Oturma izni
    Belirli bir ikamet amacina bagli olmaksizin ikametine müsaade edilen yabanciya, ikamet izni oturma izni seklinde verilir.

    Madde 16

    Geri Dönüs Hakki

    1) Resit olmadan önce mutad ikametini yasal olarak F.Almanya'da geçirmis olan bir yabanciya,

    1-F.Almanya'yi terk etmeden önce yasal olarak sekiz yil burada ikamet etmis ve alti yil okula gitmis olmasi,

    2-Geçiminin kendi kazanci ile veya bunun, bes yil süre ile karsilanmasini taahhüt eden
    bir üçüncü sahis kanaliyla saglanmis olmasi ve

    3-Oturma izni basvurusunun, 15. yasin bitirilmesini müteakiben ve 21 yasin tamamlanmasindan önce
    ve F.Almanya'nin terk edilmesinden itibaren bes yillik bir süre içerisinde yapilmis olmasi hallerinde
    10. maddeden farkli olarak oturma izni verilir.

    2) Agir bir magduriyeti önlemek üzere 1. fikranin 1. ve 3.bendlerinde belirtilen sartlardan sarfi nazar
    edilebilir.
    Yabancinin F.Almanya'da resmen taninan bir egitim kurumundan mezun olmasi halinde,
    1. fikranin 1. bendi dikkate alinmayabilir.
    3) Oturma izni; yabancinin

    1-Sinirdisi edilmis olmasi veya F.Almanya'yi terk ettigi anda muhtemelen sinirdisi edilebilecek olmasi,

    2-Sinirdisi edilmesini gerektiren bir nedenin mevcut olmasi hallerinde veya

    3-Resit olmadigi ve F.Almanya'da sahsi bakiminin üstlenilmedigi sürece reddedilebilir.

    4) Oturma izni, geçimin sahsi kazanç ile artik saglanamamasi veya bakim yükümlülügünün,
    bes yillik sürenin dolmasi nedeniyle ortadan kalkmasi halinde dahi uzatilir.

    5) F.Almanya'daki bir kurumdan emekli ayligi almakta olan bir yabanciya,
    ülkeyi terk etmeden önce en az sekiz yil
    F.Almanya'da yasal olarak ikamet etmis olmasi kaydiyla kaideten oturma izni verilir.
                                                                                                       

     Bilgilerinize Duyrulur

    .................. :-)))))))))))
    İşe Başlarken Besmele Çeker
    Delikanlıdır Tesbih Çeker
    Sportmendir Barfiks Çeker
    Tek Eliyle Şınav Çeker
    Kendi Dişini Kendi Çeker
    Taraftardır;Üçlü Çeker
    Kaçan Golde Yuh Çeker
    Akşamcıdır Kafayı Çeker
    Ağzında Sigara Halay Çeker
    Dikiz Aynasından Hareket Çeker
    Muazzam Kopya Çeker
    Kaynanadan Çok Çeker
    Genelde Babaya Çeker
    Evladına Nutuk Çeker
    İskenderin Üstüne Künefe Çeker
    Komedi Filminin Kralını Çeker
    Çuhayı Yırtmadan Pike Çeker
    Kafası Bozulunca Resti Çeker
    Yükte Ağır Parada Hafif Çeker
    Parayı Bulan Arabayı Çeker
    Mahallede Pati Çeker
    Gurbette Hasret Çeker
    Sevdiğini Sorguya Çeker
    Aldatılınca Tetiği Çeker
    Memlekete Turist Çeker
    Kaşı Gözü İlgi Çeker
    Her Ortamda Dikkat Çeker
    İtalyan Erkeklerine Beş Çeker
    İngilizlere Yirmibeş Çeker
    Balıketi Görünce İç Çeker
    Canı Neler Neler Çeker:)

    Copyright MyCorp © 2024